Page 34 - seanews_may

Basic HTML Version

Özel Röportaj-Binali Yıldırım
32
May 2013
SeaNews: Aralık 2011 tari-
hinden bu yana Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı olarak Denizciliği
de Bakanlık ismine taşıyarak
ve Denizcilik Müsteşarlığının
birleştirilmesinden dolayı
yeni dönemde eskiye göre bir
karşılaştırma yaparsanız nasıl
değerlendirirsiniz?
Binali Yıldırım:
Söylediğiniz gibi,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’nın yeniden yapılanma
tarihi olan 1 Kasım 2011 tarihinden
bugüne geçen bir buçuk yıllık süre
zarfında Bakanlığım bünyesinde yer
alan 4 doğrudan 2 de kısmen deniz-
cilik kuruluşu olan 6 genel müdürlükte
çalışmalar yeni bir heyecanla ve yeni
projeler üretme şevkiyle başlatılmıştır.
Her kesimin kabul ettiği gibi denizcilik
sektörü, ulaştırma sektörünün bütünü
içinde yer alan önemli bir parçadır.
Bundan dolayıdır ki Bakanlığımız
bünyesinde yer alan diğer ulaştırma
sektörlerinin denizcilik sektörüyle
olan bağları daha da kuvvetlenmiştir.
Bakanlık olmanın sağladığı avantajlarla
beraber sektöre hizmet daha etkin daha
hızlı bir şekilde verilecektir.
Arkadaşlarımız yoğun bir şekilde tüm
denizcilik mevzuatını gözden geçirmek-
te, ülkenin ihtiyaçların günün koşullarına
ve uluslar arası şartlara uygun bir şekilde
yeniden değerlendirmektedirler.
Sonuç olarak, Türkiye’nin artık bir
Denizcilik Bakanlığı var. Denizciliğimizi
Müsteşarlık seviyesinden Bakanlık sevi-
yesine yükselttik. Bunu yaparken bizi
eleştirenler de oldu ama bu birimlerin
bir çatıda toplanması, entegre ulaşımın
en temel gerekliliğidir. Türkiye 2023
hedefleri doğrultusunda büyürken bu
büyümenin öncülüğünü ulaştırma sek-
törü gerçekleştirecektir.
SeaNews: Gerek dünyadaki
gemi arzı fazlasından dolayı
gerekse Uzakdoğu tersaneleri
ile maliyet açısından rekabet
zorluğu çeken Türk Gemi İnşa
sektörü için ne gibi çalışmalar
yürütüldü ve yürütülüyor?
Binali Yıldırım:
Maalesef dünya eko-
nomisi 2009 yılından beri ciddi bir kriz
yaşamaktadır. Her ne kadar ülkemiz eko-
nomisi bu krizden ABD , Avrupa ülkeleri
ile dünyanın belli başlı ekonomileri
kadar etkilenmediyse de denizcilik sek-
törü karakteristik özellikleri gereği bun-
dan kaçamadı. Düşük navlunlar, gemi
arz ve talebi arasındaki dengesizliği,
düşen gemi fiyatları, 2004-2008 döne-
minde doruğa çıkan siparişleri nedeniyle
katlamalı bir şekilde artan gemi arzı ve
bundan dolayı tersanelerimizin sipariş
alma sıkıntısı nedeniyle sektör ekonomik
zorluklar yaşamaya devam etmektedir.
Kiraların
Sıfırlanması
Biz hükümet olarak sektörün yaşadığı
zorlukları hafifletebilmek ve direncini
artırabilmek için imkanlar dahilinde her
türlü desteği vermeye devam ediyoruz.
Bunun son örneği de geçen ay TBMM
tarafından kabul edilen bir kanunla ter-
saneler ve tekne imal ve çekek yerlerinin
ödedikleri kira bedellerinin cironun binde
birine endekslenmesidir. Bu neredeyse
kiraların sıfırlanması anlamına gelme-
ktedir.
Kredi Garanti
Fonu (KGF)
Bir diğer destek ise Kredi Garanti Fonu
(KGF), küçük ve orta ölçekli işletmeler
için sağladığı kefaletle bu işletmelere
destek vermekte, yatırımlarının ve
işletmelerinin finansmanında banka kre-
disi kullanmalarını mümkün hale get-
irmektedir. BU uygulama ile şimdiye
kadar
* 11 adet firma gemi inşacı olarak,
* 15 adet firma gemi işletmecisi
olarak,
* Toplam 26 adet firmaya ( 33 gemi
için ) Bakanlığımızca, Yararlanıcı
Faaliyet Belgesi düzenlenmiştir.
Yararlanıcı Faaliyet Belgesi düzenlen
26 firmadan sadece;
* 10 firma, 19 adet gemi yatırımı için
KGF’ye başvuruda bulunmuştur.
* Bu 10 firmanın talep ettiği toplam
kredi tutarı 274,2 milyon TL,
* KGF tarafından bu 10 firma için
178,1 milyon TL kefalet sağlanmıştır.
KGF uygulaması ayrıca 30.12.2012
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan
2012/4095 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile değiştirilerek ;
Denizcilik işletme kredilerinde
ödemesiz dönem 1 yıldan 2 yıla ve
vadesi 3 yıldan 4 yıla çıkartılmıştır.
Denizcilik yatırım kredilerinde ödeme-
siz dönem 3 yıldan 4 yıla çıkartılmıştır.
Kefalet başvuruları 31/12/2015 tarihine